28 Aralık 2016 Çarşamba

Bir Köpeğin Sahibinden 10 Ricası

 1-Benim hayatım 10-15 yıl sürer. Senden ayrılığım bana acı verir. Beni almadan önce bunu düşün. 
2- Bana, senin benden istediklerini anlayacağım bir süre ver. 
3- Benim içimde sevgi duygusu uyandır ben bununla yaşarım.
 4- Bana hiç bir zaman uzun süreli darılma ve cezalandırmak için bir yere kapatma. Senin hayatında iş, eğlence ve arkadaşların var. Benim hayatımda ise sadece sen varsın. 
5- Arada sırada benimle konuş. Sözlerini anlamasam bile bana yönelttiğin sesini anlarım. 
6- Bana daima nasıl davranılması gerektiğini bil. Ben hiç bir zaman unutmam.
 7- Beni dövmeden önce aslında dişlerimle kemiklerini un ufak edebileceğimi, ancak asla böyle bir yola başvurmayacağımı düşün.
 8- Beni "isteksiz, tembel ve inatçı" diye azarlamadan önce düşün: Belki yediğim yemek dokunmuştur, belki güneşin altında uzun zaman kalmışımdır veya halim kalmamıştır.
 9- Yaşlandığımda benimle ilgilen, bir gün sen de yaşlanacaksın.
 10- Her zor anımda yanımda ol, "benim içim kaldırmaz" veya "ben görmeden olsun" deme, çünkü benim için her şey seninle birlikte daha kolay.

17 Kasım 2016 Perşembe

KATİLLER ÖNCE HAYVANLARI ÖLDÜRÜR

Yirmidokuz yaşındaki Kanadalı adamın bir porno aktörü olduğu yazıldı. Beni ilgilendirmez. Eşcinsel olduğu yazıldı. Beni hiç ilgilendirmez.
Beni ilgilendiren, şu saatlerde Interpol’ün kırmızı bülteniyle aranıyor olması. (Bu satırları okuduğunuzda belki de çok sevdiği Paris’te, canlı ya da ölü ele geçmiş olacak.) Beni ilgilendiren neden arandığı.
Basında sıkça yer alan adıyla Luka Rocco Magnotta, bir Çinliyi öldürüp, parçaladı, kısmen yedi, kalanlarını siyasi parti liderlerinin ofisleri olmak üzere Kanada’nın değişik yerlerine postaladı ve sırra kadem bastı.
Polis, onun başkalarını da öldürmüş olabileceğini düşünüyor. Kısacası, o bir kanibal, o bir katil, belki de seri katil ve yakalanamadığı sürece başkalarını da öldürebilir.
Halbuki bu cinayet (belki de cinayetler) önlenebilirdi.
Los Angeles’teki hayvan hakları savunucusu “Hayvanlara Son Şans” (Last Chance for Animals, LCA) derneği, Luka’nın tutuklanıp, yargılanmasını sağlayacak bilgi verene 7500 A.B.D. doları ödül vereceğini ilan etti. Hayvan haklarıyla Luka Magnotta arasında nasıl bir ilgi olduğunu merak edebilirsiniz.
Çünkü Luka’nın birini öldüreceğini hayvan hakları aktivistleri bundan iki yıl önce fark etmiş ve Kanada polisine bildirmişti. Ama dinleyen olmadı.
YouTube’a yüklediği bir video kaydı, fonda Noel müziği çalarken kedi yavrularını plastik poşet içinde nasıl havasız bırakarak öldürdüğünü gösteriyordu. Bunu izleyen iki yıl içinde Luka, kedilere tecavüz ettiği, öldürdüğü, bir kedi yavrusunu yılana yedirdiği video kayıtlarını da YouTube’da yayınladı. Luka bir kanibal olmanın yanı sıra bir nekrofil. Nihayet 25 Mayıs 2012 günü Luka, erişkin bir erkeğe işkence ettiği, öldürüp parçaladığı, yediği ve bir köpek yavrusuna yedirdiğini gösteren video kaydını yayınladı.
Videodaki erişkin erkek, Kanada’nın Montreal kentindeki Concordia Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nin bilgisayar bölümünde okuyan 33 yaşındaki bir Çinli. Wuhan’lı Jun Lin. Ailesi, arkadaşları, mahallesindeki esnaf, Jun Lin’in nazik, terbiyeli, çalışkan biri olduğunu anlatıyor. Bazı tabloid gazetelerde Jun ile Luka’nın sevgili olduğu yazılmış olsa da, sadece birbirlerini tanıdıkları, aralarında her hangi bir yakınlaşmanın olmadığını belirtiyorlar.
Her nasıl tanışmış olurlarsa olsunlar, olayın gerçekleştiği yer Luka’nın evi. Olay yerinin fotoğrafları incelendiğinde iki kişilik yatağın üzerinde geniş bir alana yayılmış kan birikintisi var. Luka, kurbanın kol, bacak ve/veya başını yatağın üzerinde bedeninden ayırmış olmalı. Buz dolabının alt rafı kanlı. Paketlemeden önce soğukta muhafaza etmiş olmalı.
Ama bu vahşeti bir yana bırakıp iki yıl öncesine dönelim. Eğer Kanada polisi seri katillerin önemli bir bölümünün çocukluklarında hayvana eziyet edip, öldürdüğünü aklında tutmuş olsaydı, Luka’nın YouTube’a yüklediği yavru kedi katliamını görür görmez harekete geçerler ve zavallı bir öğrencinin hunharca parçalanmasını engelleyebilirlerdi.
İşte, Los Angeles’teki hayvan hakkı savunucularının Luka’nın bulunduğu yeri ihbar edene ödül vermesi bundan.
Yıllardır, hayvana fena muamelenin, insana yönelik şiddetin bir risk faktörü olduğunu yineliyorum. Hayvana fena muamele ile mücadelenin hayvan hakkının ötesinde, bir insan hakkı olduğunu söylüyorum. Çünkü hayvana şiddet gösterenin, insana şiddet gösterdiği sayısız bilimsel yayınla kanıtlanmıştır.
Bunu fark etmiş ve mahkûm edilmiş olmasalar bile, hayvanlara kötü davranmakla suçlanan vatandaşlarının ad ve adreslerini internet sitelerinde yayınlayan ülkeler var.
Hayvanlarla cinsel ilişkide bulunanların DNA bilgileri pek çok ülkenin DNA bankasında, tıpkı insana saldıranlarınki gibi korunuyor.
HAYVAN ÖLDÜREREK ÖĞRENİYORLAR
İtalyan suç tarihinin en ünlülerinden Vincente Verzini, 12 kadını öldürdüğü kariyerinin ilk becerilerini kedileri boğarak elde etmişti.
1883’te dünyaya gelen Peter Kürten ya da herkesçe bilinen adıyla “Düsseldorf Vampiri”, her yaştan ve cinsten 50 kişiyi içeren cinayet listesine başlamadan çok önce, köpeklere, koyunlara işkence eden, onların ırzına geçen ve onları öldüren biri olarak tanınırdı.
15 yaşındaki Kobe canavarı Sakakibara, 11 yaşındaki Jun Hase’nin başını gövdesinden ayırmadan önce, kedi başı kesmiş, güvercinleri boğmuştu.
19 yaşına varmadan 5 çocuğu öldüren Christine Falling‘in çocukluğu kedi cinayetleri ile doludur.
Annesini ve iki küçük kızı bıçaklayarak öldüren Luke Woodham, daha önce kendi köpeğini yakmıştı.
1970’lerde, uzun siyah saçlıları hedeflediğinden kadınların saçlarını sarıya boyatmasına yol açan ve bir yıl içinde altı kişiyi öldüren David Berkowitz, komşusunun köpeğini vurmuş, annesinin papağanını zehirlemişti.
Her iki eşini öldüren Richard William Leonard‘ın, kurbağaları ezmek ve otomobilinin motoruna kedi bağlamak gibi huyları da vardı.
Katil Jack Bassenti, köpek yavrularını canlı olarak gömerdi.
KEDİLERİN İÇ ORGANLARINI İNCELİYOR
Filmlere, romanlara ilham kaynağı olan Jeffrey Dahmer, kedilerin iç organlarını inceledikten sonra, aynı tekniği 17 küçük erkek çocuğa uyguladı.
14 kişiyi öldüren Patrick Sherrill, köpeğinin de aynı zevki tadabilmesi için komşularının kedilerini çalardı.
Dedesini, ninesini, annesini, karısını öldüren Edward Kemperer, çocukluğunda kedileri ufak parçalara ayırırdı.
Kaç kişiyi öldürdüğünün hesabı bile bilinmeyen ana katili Henry Lee Lucas, hayvanları da öldürür, onların cansız bedeniyle ilişkiye girerdi.
Boston Canavarı Albert De Salvo, kedi ile köpeği aynı kafese koyar, aç bırakır, birbirini öldürüp yemelerini seyrederdi. Daha sonra 13 kadını boğdu.
Michael Cartier, 4 yaşındayken kapalı pencerelere doğru kedi yavrularını fırlatır, tavşanların bacağını kopartırdı.
11 yaşındaki Andrew Golden ile 13 yaşındaki Mitchell Johnson köpeklere işkence edip, öldürürlerdi. 24 Mart 1998’de Arkansas’taki okullarında 4 öğrenci ve bir öğretmeni öldürdüler.
Theodore Robert Bundy, dedesinin hayvanlara kötü davranışlarını seyrederek büyüdü. Daha sonra 32 kadını öldürdü.
Bu listeyi sonsuza kadar uzatmak mümkün.
HAYVANA KÖTÜLÜK BİR ERKEN UYARI
Son 40 yılda psikoloji, sosyoloji ve kriminoloji alanında yayınlanan kitap ve bilimsel makaleler, çocuk ve yaşlıları istismar edenlerle, eşlerini dövenler dahil olmak üzere, şiddet şuçları işleyen kişilerin, çocukluk ve gençlik dönemlerinde, ciddi boyutlarda ve tekrarlanan nitelikte hayvanlara karşı kötü davranışlar sergilediklerini veseri katillerin hemen hepsinin küçükken, hayvanlara işkence ettiğini, hatta öldürdüğünügösteriyor. Psikiyatri uzmanlarının bağlı bulunduğu meslek örgütleri, hayvanlara fena muameleyi, davranış bozukluğunun tanısında bir kriter kabul ediyorlar.
Hayvanlara kötü davranan her çocuğun, ileriki yaşlarda şiddet içerikli suçlar işleyeceğini öngörmek elbette yanlış olur.
Ancak bu çocuklardan hangisinin şiddete yönleneceğini önceden kestirmek mümkün olamayacağından, her birinin, hele onları döven, işkence eden ve öldürenlerin mutlaka ciddiye alınması gerekir.
Kısacası, hayvana fena muamele, mutlaka bir erken uyarı işareti olarak değerlendirilmelidir.

13 Kasım 2016 Pazar

Dünya Çapında Tanınan Golden Chuppy ve Arkasında Bıraktığı Eşsiz Pozları



Fotoğrafçı Jessica Trinh'nin güzel Golden Retriever köpeği Chuppy hastalığa yakalandı ve vefat etti.


Fotoğrafçı Jessica Trin Chuppy sahiplendiği gün yalnızca bir dost edinmekle kalmadı güzelfotoğrafları için bir model de bulmuştu. Sosyal medyada paylaştıkları fotoğraflar ile ünlenen ve takipçisi gün geçtikçe artan Chuppy henüz ufak yaşlarda yakalandığı bir hastalık yüzünden geçtiğimiz günlerde vefat etti. Chuppy'den geriye bu sevimli ve eşsiz fotoğraflar kaldı.





Ölmek Üzereyken Bulunan Köpeklerin Sahiplenildikten Sonraki Gözlerinizi Yaşartacak Değişimleri

Yaşadığımız gezegende yalnız olmadığımızı bilmeli buna göre yaşamalıyız. Hayvanların konuşamadıkları için hissetmediklerini de düşünmemeliyiz. Hayvanlar bizim dostlarımız. Bunun farkında olan, yardımlarını onlardan esirgemeyen herkese teşekkürler. 







100 Yıl İçerisinde Değişen Köpek Türleri










Şirin İkili Olan 3 Yaşındaki Kız ile Dobermanın Görülmeye Değer Dostluğu

Yedikleri ve içtikleri bile aynı olan bu şirin ikili, son dönemlerde herkesin konuştuğu konu oldu...


Sahibi 3 yaşında olan Siena ve köpeği Doberman "Buddha" tıpkı bir kardeş gibiler. Zaman zaman birlikte oyun oynuyorlar, yemek yiyorlar, uyuyorlar... Hikayeleri Buddha'yu barındaktan sahiplenerek başlayan bu şirin ikili, birlikte çok güzel zaman geçirmeyi başarıyorlar. Doberman cinsi köpekler ise sadece bir kişiye bağlı kalarak yaşamak isterler, bu karalerden de anlayacağımız gibi o şanslı kişi 3 yaşındaki Siena olmuş...



Bir Hayvanın Onuruyla Ölme Hakkı

Birkaç gün İstanbul Etiler’de, Boğaziçi Üniversitesi’ne doğru giderken, Hisarüstü’nde caddenin ortasındaki refüjde yürüyen bir yavru setter çarptı gözüme. Otomobili hemen kenara çektim, herhalde evinden kaçmıştı.

Hayvana yaklaşınca bir setter yavrusu değil, safkan cocker olduğunu gördüm. Yavru setter sanmamın sebebi, yavru köpeklere özel sıska hali ve savruk yürümesiydi. Yaklaştıkça şaşkınlığım arttı, gördüklerimden korktum.

Dişi. Zayıflıktan derisi kaburgalarının arasına girmiş, ortada sadece kemikleri kalmış. Gözleri iltihaplı, belki de biri hiç görmüyor. Sırtında, poposunda ve ayağının yanında polipler var. Sokakta kaldığı için uyuz olmuş. Ve bunların hepsinin üzerine -tabii ki- yaşlı.

Derisinin haline ve kokuya aldırmadım, kucakladım, en yakındaki veterinere, Küçük Bebek’teki Vet Station’a götürdüm. İnsana, otomobile alışık. Kucağıma almama izin verdi, otomobilin arka koltuğuyla ön koltuk arasında yere kıvrılıverdi.

Veteriner hekimler Dilek Ercivan ve Remziye Coşar şüphelerimi doğruladılar. Tahmin ettiğim bütün hastalıklar var. Ayrıca meme tümörü ve kulaklarında enfeksiyon da var. Üstelik gerçekten çok yaşlı. 10-12 civarı.

Bu zavallı kızın içine düştüğü durum aslında çok tipik: Köpek bebekken bir heyecan alınır, çok sevilir, oynanır, büyük ihtimalle iyi bakılır. Ama bir gün gelip de, yaşlanıp hastalanınca ne yapılır? Sokağa atılır! İstatistiki bir bilgi var mı bilmiyorum, ama ne yazık ki Türkiye’deki binlerce, onbinlerce hayvanın kaderi bu.

Neden bu ülkede yaşlı ve hasta bir hayvanın onuruyla ölme hakkı yok? 

Onu yıllarca yaşadığı evden, sevdiği insanlardan ayırmak ve sokakta ölüme terk etmek ne kadar onurlu bir davranış? 

Nasıl bir insan bunu yapar? Siz, çocuğunuz, anneniz, babanız yaşlanıp hastalandığında bunu mu yapıyorsunuz? 

Bunu değiştirmek için ne yapacağız? Devletin bir şey yaptığı yok. Ne zaman bir şirket, sosyal sorumluluk projeleri arasına hayvanları katacak?

İsmini bilmediğim yaşlı cocker şimdi Vet Station’da. Yıkandı, uyuz iğnesini oldu, gözleri ve kulağı temizlendi, antibiyotik tedavisine başlandı. İlk gün üç kap mama yedi. Yemeğe ve bol bol su içmeye devam ediyor. Zayıflıktan buruşmuş derisi azıcık toplandı. 

Her gün uğruyorum. Sokulgan ve iyi huylu. Cumartesi günü tasmasını takıp sokağa çıkardık. Tuvalet eğitimi aldığı için kaç saat geçerse geçsin, içinde durduğu kafese yapmıyor çünkü! Biraz hareketlenmesi sevindirici ama gözleri çok az gördüğü için merdivenlerden yardımımız olmadan inemedi ve çıkamadı. Bunun üzüntüsünü sadece orada olan anlar! Şimdi ne olacağını bilmiyorum. Belki tümörleri için ameliyat olması gerekecek. Peki sonra? 

Vet Station Tel: (212) 263 18 29